İlişki, yaşadığınız birliktelik sizin enerjinizi sadece düşürüyorsa ve bunun karşılığında hiçbir şekilde o ilişkiden beslenemiyorsanız? Yanlış ve sizi beslemeyen bir ilişkiye ya da insana, bağımlılık nedeni ile, yalnızlık ve kaybetme korkusu ile ya da zaaf ile sevgiyi karıştırarak sarılmayın.
İlişki yaşamak tek taraflı değildir. Alma ve verme dengesi olmayan ilişkiler çabuk tükenir. İçinde yalnız hissettiğiniz, yok sayıldığınız, varlığınızın hissettirilmediği, koşulsuz sevgiyi doyasıya yaşayamadığınız bir ilişkide kalmak sadece enerjinizi düşürür. Elinizden gelen her şeyi yaptıysanız, duygularınızı paylaştıysanız ve buna rağmen ilişkide yaşadığınız eksiklikler değişmiyorsa, karşınızdaki bir adım atmıyorsa sadece durun. Sakin. Bırakın onun ilişkideki davranışlarını değiştirmeye, düzeltmeye uğraşmayı.
O istemediği sürece zaten değişmeyecek. O ilişkide kalmak istemediği ya da sizi hayatında tutmak istemediği sürece farklı davranmayacak. Devamlı aramanız, açmadığı ya da geri dönmediği telefonlarınıza söylenmeniz, sürekli mesaj göndermeniz, ilgiye boğmanız, görüşmek için sürekli sizin çaba göstermeniz ilişkiyi kurtarmayacak. Aksine onu sizden daha çok uzaklaştıracak, sizi değersiz görmesini ateşleyecek. Özgürlük alanının kısıtlandığı korkusu ile daha da uzaklaştıracak. O farklı davranmak istemiyorsa, sizin zorunuzla yapmayacak. Ancak siz farklı davranabilirsiniz, bunu seçme şansınız var.
Kendi içinize dönün
Unutmayın tek başınalık, kendiyle kalmak yalnızlık değildir, aksine çok daha doyumlu ilişkilere ulaşmak için kendiyle olma, kendini ve gerçekte neyi istediğini tanımlayabilme sürecidir. Tek bir koşul var; önceki ilişkinizdeki kişinin enerjisini üzerinizde tutmamanız gerekiyor. Kendinizi yeniden dengeye alabilmek ve eğer istiyorsanız sonrasında yeni biri ilişkiye geçebilmek için yaşamanız gereken arınma sürecinizde sürekli o insanı düşünüyor, o insanı hayatınızda fiziki varlığı olmasa da yaşatıyorsanız hem o insanın enerjisini besler, yükseltirsiniz hem de kendinizi sabote etmeye devam eder, daha çok acı çekersiniz. Size aynaladığı ve fark etmeniz gereken yönler için ona içinizden teşekkür edin, gene kendi içinizde affedin ve serbest, özgür bırakın.
Enerjinizi tek bir tarafa ve olumsuz duygular yaşamaya başladığınız bir alana yönelttiğinizde, düşen enerjiniz bereket ve bolluğunuza, yaşam dengenize, başka insanlarla ilişkinize yansıyacaktır. Önce karşınızdakini içinizden affederken, kendinizi de yaptığınız ve yapmadığınız her şey için affedin. Bu olumsuz enerjiyi önce bir nötrleyin.
Geçmişte yaşadığınız olumsuz olayları sürekli geçmişi düşünerek ve etrafınızla konuşarak yaşatmaya devam ettiğiniz sürece, geçmişin enerjisini her daim anınıza taşırsınız. Zihin sürekli negatife odaklandığı gibi, sürekli geçmişe dönüp durur ve siz de anda kalamazsınız. Anı yaşamaya odaklanın. Enerjinizi yükselten insanlara vakit ayırın. En önemlisi kendinize önce vakit ayırın.
İlişki içindeyken gitmek isteyen ya da sizle fiziki ve ruhen kalamayan bir insanın yaptıklarına anlam yüklemek, ne yaptım, ne yapsaydım diyerek kendinizi sorgulamak sadece andaki enerjinizi düşürür. Sizle olduğu kadar, onunla da ilgili. Yaşadıklarınızdan ders alın ve yolunuza devam edin. Mutlaka ki duygularımız baskın çıkmaya çalışacak ama anda kalamadığınız sürece ve bunu gerçekten merkezinde siz olarak yapamadığınız sürece zamanla depresyona girmeniz, kendinizden daha çok uzaklaşmanız söz konusudur. Çevrenize de bir bakın bu süreçte… Bir gün ihtiyacı olan bir insana yardım etmek ya da bir hayvanı beslemek, sevmek bile sizin enerjinizi olumlu olarak yükseltecek. Ve en önemlisi şükür enerjisine tutunun. Yokluk yerine, varlık içinde olduğunuz değerlere odaklanın.
İlişki sonrası içine girdiğiniz arınma süreci sadece size ait olmalı… Yalnızlık korkusu ile pes edip sizi üzen, değer vermeyen, sizi yok sayan insana eğilime yeniden girerseniz, bu durumda dengede kalamazsınız. Akış içinde kalamazsınız. Serbest bırakın. O doğru insansa zaten kendi sizin yokluğunuzda ilişkide kendi yarattığı eksiklikleri anlayacak ve kendi gelecektir. Bu süreçte sadece kendinize, hayatınıza odaklanın. Merkezinizde siz olurken sizi gerçekten seven, enerjinizi yükselten insanlarla zaman geçirin. En önemlisi kendinizle geçirdiğiniz zaman içerisinde mutlu olun, ama gerçekten olun.
Evet; onu seviyordunuz ya da belki de onu değil onunla yaşadığınız, yaşamak istediğiniz şeylere olan özleminizi seviyordunuz, ite kaka da olsa yürüdüğünü sandığınız bir ilişki vardı hayatınızda (belki de hiç yoktu?), varlığından çok yokluğunu size yaşatsa da en azından bir “O” vardı, onu bıraktığınızda haksızlık mı ettim diye düşünüyorsunuz gibi, gibi. Ya kendinize çektirdiğiniz eziyet? Kendini sevmeyen insan, kendi değerine, saygısına sahip çıkmayan bir insan mutsuz bir ilişkide kalmaya daha çok yapışır. Enerjinizi çalanlara hayır demedikçe enerjisi tükenen ilk başta siz olursunuz. Tabi zamanla çevrenizdekileri de tüketmeye başlarsınız.
Sevilmeyi ve sevmeyi kendinize layık gördüğünüz, kendi değerinizin farkında olduğunuz ve her şeyin en güzelini hak ettiğinize inandığınız sürece zamanla sizi mutlu edecek insanlar size gelmeye başlayacak. Çünkü enerjiyi değiştirmiş olacaksınız. Enerjiyi değiştirme sürecinde arınma, affetme, bilinçaltı ile yüzleşme, korkuları çalışmak, olumlamalar yapma, meditasyon çalışmaları içsel yolculuğunuzda size destek olacaktır.
İlişki sorunlarınıza bir dönüp bakın. Aynı tip insanlarla, aynı tip olayları yaşıyor, ilişkileriniz kısa sürüyor, ilk başta güzel başlayan flört dönemi size göre gayet iyi giderken bir anda karşı taraf kaçıyor, size bir açıklama yapmadan yok oluyor, ilişki sevgili olmaya varamıyor, sizin dürtmenizle yürüyen bir ilişkide yalnız kalıyor, aldatılma ile karşılaşıyor veya evlenemiyorsanız ya da benzeri sorunlar karşınıza çıkıyorsa korkularınıza yönelin. Bu yaşadıklarınızın çoğu aslında sizinle ilgili. Yaşadığınız birçok olay aslında bilinçaltınızla ilgili. Acaba hangi bilinçaltı korkunuz size bu korkuları anlamanızı sağlayacak insanları aynalamak için size sürekli getiriyor?
Kaybetme korkusu, değersizlik korkusu, yok sayılma korkusu, hak etmeme korkusu, ayrılık korkusu, terk edilme korkusu, aldatılma korkusu, ……. ?
Bu korkuları nasıl anlarız, varsa nasıl sevgiye dönüştüreceğiz? Hangi korku neyle ilgili, nelere sebep oluyor? Negatif inançlar nasıl yok edilebilir?