Dostlar, sadece sizi ağlayana kadar güldürmek ya da zor zamanlarınızda gerekli tavsiyeleri vermekle kalmazlar. Sosyal çevreniz aynı zamanda beslenme alışkanlıklarınızı da etkiliyor. Bir saniye düşünün: Kankanız bir kase sezar salatasına gömülse, cheeseburger yeme ihtimaliniz azalır ve onun sağlıklı alışkanlıklarını takip etme ihtimaliniz artar değil mi? Bizler doğamız gereği taklit eden canlılarız. Bu nedenle arkadaşlarımızın sağlıklı bir yaşam tarzı seçmeleri durumunda daha az fast food tüketmemiz şaşırtıcı değil. Araştırmalar akranlarımızın beslenme seçimlerimizdeki olumlu etkilerini doğruluyor. Arkadaşlarımız hayran olduğumuz ve bazı açılardan onlar gibi olmak istediğimiz kişilerdir. Bu nedenle onları iyi beslenirken görürseniz bilinçaltınızda bununla ilgili bir bağlantı kurmaya başlayabilirsiniz. Bilim bu bağlantıyı doğruluyor. Birmingham Üniversitesi tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, çevrenizde sağlıklı beslenen kişiler görmenin sizi de sağlıklı beslenmeye teşvik ettiği görüldü. Öğrencilerin beslenme alışkanlıkları üzerine sağlıklı mesajlar sergileyen posterler gösterilen üniversite öğrencileri, daha sonraki bir lezzet testi boyunca daha sağlıklı gıdalar seçmeye eğilim gösterdi. Oysaki üniversite hakkında genel posterler gösterilen öğrenciler, daha az sağlıklı seçeneklere yöneldiler. Aslına bakarsanız araştırma bize çevremizdeki şeylerden nasıl da bilinçsizce etkilendiğimizi gösteriyor. Nasıl ki sağlıklı dostlarımızla takılmak kilo verme çabalarımızı teşvik ediyorsa, sanal dostluklarımız da aynı işlevi görebiliyor. Hiç düşünmeden yanlış besinleri mideye indirmek yerine, çevrimiçi uygulamalar ve sosyal medya bizi ne yediğimiz konusunda daha dikkatli yapabiliyor. Günde ortalama 80 dakikamızı sosyal medya ağları arasında gezinerek geçiyoruz. Yani bilinçaltı mesajlara bulandığımız 80 dakikadan bahsediyoruz. Kullanıcıların yemek fotoğraflarını çekip Facebook ya da Twitter’da paylaşmasına olanak tanıyan yiyecek paylaşım uygulamalarından, hiç durmaksızın Buda kaseleri ve ıspanak smoothie’leri ile ana sayfalarımızı dolduran beslenme bilinci yüksek arkadaşlarımıza kadar çevrimiçi hayatımız etkili bir diyet yardımcısı olabiliyor. Öte yandan, kendimizi başkalarıyla çok fazla karşılaştırmak aslında sağlık çabalarımızı engelleyebiliyor da, bu nedenle önemli olan bir denge kurmak. Besin değeri dengeli gıdalardan görüntüler göndererek sağlıklı beslenmeye cesaretlendirmek iyi olsa da, çektiğimiz her ikinci fotoğraf, limonlu sıcak veya yumurtalı beyaz omlet oluyorsa, bu hızla sağlıksız bir takıntıya dönüşebilir. İster sağlık bilinci yüksek arkadaşlarınızı ister beslenme blogger’larını takip edin; kilit noktanın ölçülülük olduğunu hiç unutmayın.